Huzura kavuşmuş âşıklar gibi yan yana yatabilsek ikimiz
Gökkuşakları Sevdamızı Kimler, Nasıl Bilecek?
Gökkuşakları Sevdamızı Kimler, Nasıl Bilecek?
Ömrümüzün sonunda, isimsiz birer mezar taşının altında
Huzura kavuşmuş âşıklar gibi yan yana yatabilsek ikimiz.
Her gece gülümsesin bize dolunay, sonsuz uykumuzda;
Ağzı sıkı mı sıkı, o sır küpümüz...
Bir de her sabah gözlerimize gülümseyen
Soylu güneşimiz!
Sen yoksun, sevdam gide gide genişliyor
Anka kuşunun kanadında Kafdağı’na yükseliyor.
Anılarımız ayaklandıkça sevda köprüsüne iniveriyor,
Papatya küpelerini takmış sevdiğimin balkonuna konuyor
Rüzgâr ol şimdi, ses kesil, söyle bana görüyor musun?
Altın atını mahmuzlayan Şehzade’n desen ufku tutmuş geliyor.
O mazgaldayız şimdi, denizde martılar çığlık çığlığa
Masmavi deniz umutlarımızın aynası kesilmiş
Ah sevdiğim biliyor musun, sensiz yaşamak, yaşamak değilmiş
Karşı kıyıdaki balkonuna sinmiş genç kız, yüreğimi burkuyor.
Görüyor musun yine saçlarında ışık ışık yanan papatyalar var
Gözlerinde meraklı bekleyişlerinin hüznü parlıyor...
Pembe güller rengini utangaç yanaklarımızdan almış sanki
Göğsü kınalı bülbüllerin şakıdığı şiirlerimiz mi, ne?
Dikenine asılı kalsam da ebedî bülbülünüm bir tanem,
Hem gecede hem gündüzde bakabilsem gözlerine...
Başım çatlıyor, hasret ateşleri kalbimi kuşatıp bastı yine
Yelkenleri birer birer indirilmiş kaptansız gemiler gibiyim.
Sanki uçsuz bucaksız lav denizlerinde dolanıyorum...
Ne gökte, ne yerde göründüğün yok, gözlerim senin öksüzün;
Sevdiğim şimdi nerdesin, son kerecik de olsa bana söyler misin?
Sensiz geçen her günüm inan ki uzadıkça yüzyıl oluyor
“Yazmayı sevgimizden öne çıkardın deli ozan” deyişin aklımda.
Oysa iyi bildiğim bir şey daha var bir tanem, bir şey daha var:
Yanmasan, yanmasam, biliyor musun şiir olup yağmasak;
Bizim sevdamızı kimler nasıl, nereden bilecek?
Oyhan Hasan Bıldırki
Comments
0 comment