Ölüler kıyam eder, yitiğini arar her can
Yitik
Ezelde toprağımız alınmış bir yerden
Biraz dertten katılmış, biraz da kederden
Levh-i mahfuzdan bilindi, kaderden
Ruhu giydirilmemiş her beden üryan
Mana ruh olur, yitiğini arar her can
Bezm-i elestte, ruhun ruhuma değmiş
Kader, ipliğini ipliğime eğmiş
Bela demek, nasip demekten de yeğmiş
Cennetten dünyaya sürgün edilmek bir an
Meyve sebep olur, yitiğini arar her can
Hangi sevda Arafat'ında buluşulur
Hangi esmanın niyazında kavuşulur
Hangi tepeden, hangisine koşulur
Âşıktır bu Leyla çöllerinde yorulan
Kays Mecnun olur, yitiğini arar her can
Âdem olmaktan kasıt Âdem-i mana
Yoktan var olduk, Havva Âdem’e ayna
Varlığından nefes üflenmiş bu cana
Sırra üflenmiş her nefes aslında pinhan
Su toprak olur, yitiğini arar her can
Mazlum olmaklığı öğrendik Habil’den
Canın cana kastını gördük Kabil’den
Lütf-i ilahi duyulur Ebabil’den
Damarlarımızda akan hikmettir kan
Kuşlar nefer olur, yitiğini arar her can
Yazılmış çizilmiş ne varsa aşkına
Aşkından zerre almayan döner şaşkına
Harfler sele gitti, ifadeler taşkına
Hikmetle başlar, hikmetle biter her tufan
Nuh rehber olur, yitiğini arar her can
Sana çıkar her cihetten altı yön
Ey gönül! İster kaç, ister aslına dön
Serinliğinde yan bu derdin, külünde sön
Bir çift dudaktır senin suyuna kanan
Ateşin hâr olur, yitiğini arar her can
Duruşun asırlık ilahi bir mabet
Yokluğunu taşlamak en büyük ibadet
Yürüyüşün devri devran, duruşun kıyamet
Bıçağın kınından çıksa her şey sana kurban
İsmailler teslim olur, yitiğini arar her can
Andan, zamandan kasıt sana yaklaşmaktır
Niyet, yokluğumdan varlığına kavuşmaktır
Damla olup nehrine, deryana karışmaktır
Celal ile cemalinin arasındadır hicran
Gönül tarumar olur, yitiğini arar her can
Sükût sende, dil sende, kulak sende
Sultanlar köle yoluna, âşıklar bende
Can seni göreli zor durur tende
Sur’un sesini unutur sesini duyan
Ölüler kıyam eder, yitiğini arar her can
Harun Sarıgül
Comments
0 comment