Memleketimin Delileri-57
SON bölüm. Memleketimin Delileri burada bitiyor. İlgi gösteren okurlara TEŞEKKÜRLER...
0
0
3,879
okunma

Resmi bir aracın hastaneye girdiğini görenler, bunun Al-Makam aracı olduğunu anlayınca durumu Başhekime bildirdiler. Teftişe gelmiş olmalıydı. Birkaç dakika içinde doktorlar dahil tüm personel Al-Makam’ı karşılamaya çıkmıştı koridorlara.

Başhekim odasında Al-Makam sordu:

-Neden tüm personel koridorlarda idi? Hastalara bu sırada kim bakıyordu?

-Sizi karşılamak için çıktılar efendim.

-Sizden ricam, bundan sonra bu karşılama törenlerini kaldıralım. Birisini karşılayacağız derken bir insanımızı kaybetmeyelim doktorsuzluktan veya hemşiresizlikten.

-Baş üstüne efendim.

-Tahir’i tanıyor musunuz?

-Evet efendim, daha önce birkaç kez hastanemize gelmiş, hatta biraz yatmıştı da.

-46’lılar koğuşundaki bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Birlikte oraya gitmek istiyoruz.

-Tahir’i götürürüz de, sizin oraya girmeniz sakıncalı olabilir.

-Bana bir zarar verebileceklerinden çekiniyorsanız, bu kaygınız boşuna. Bana bir şey yapacaklarını zannetmiyorum. Hem onlara bazı hediyeler de getirdik.

-Hediyeleri şimdi bir görevliye aldırırım. Sizin de yanınıza birkaç koruma vereyim, iyisi mi birlikte oraya gidelim. Ne olur, ne olmaz!

-İçiniz böyle rahat edecekse, dediğiniz gibi olsun.

Vakit öğleni biraz geçmiş olmasına rağmen Solon hariç öteki hastalar can sıkıntısından uyuyorlardı. Kapı birden açılıp içerisi insan dolunca Solon hem şaşırdı hem de korktu. Çünkü boş yemek kapları bile çoktan alınmıştı ve genelde bu saatte buraya kimse uğramazdı. Al-Makam’ı görünce şaşkınlığı endişeye dönüştü ve arkadaşlarına bağırmaya başladı:

-Arkadaşlar, çabuk kalkın. Bakın, kim geldi? Bizim Al-Makam gene yakayı ele vermiş, bizim koğuşa tıkalamak üzere getirmişler. Hem bu sefer Hayati değil de başhekim getirmiş. Kalkın hadi be, yoksa geberdiniz mi? Aaa, Neron da yakalanmış!

-Panik yapma Solon! Birazdan niye geldiğimi anlarsın, hani size geleceğim diye sözüm vardı ya, işte geldim!

Konuşmalar diğer hastaları da uyandırmıştı. Onlar da şaşkınlık içindeydi. Karın Deşen Jack, Neron’u görünce boynuna sarıldı, uzun bir süre kolları boyunlarından çözülmedi. Karın Deşen sordu:

-Gene ne yaptın da seni yakaladılar.

-Bir şey yapmadım. Sizi ziyaret etmem için Al-Makam beni buraya getirdi.

-Seni de inandırdı mı Al-Makam olduğuna?

-Sadece ben değil, bütün Memleketim inandı. Aylardır Memleketimi idare ediyor.

Sarı Çizmeli Mehmet Ağa hemen sordu Al-Makam’a:

-Benim mektubu verdin mi?Sana ne söyledi?

-Verdim, bak o da sana bu gülü gönderdi.

Hemen gülü aldı, bir köşede gülü göğsüne bastırıp sessizce beklemeye başladı.

-Bu poşet sabun, şampuan, parfüm ve jöle dolu. Bunlar da herhalde senindi Fatih Sultan!

-Helal be, sözünün eriymiş bizim Al-Makam! Bizden olur da sözünü tutmaz mı hiç?

-Sağlığına zararlı, biliyorum ama bu poşettekiler de senin Hasan Sabbah.

-Sigara mı dolu o poşet?

-Evet, dolu.

-Sağ ol! O zaman birer tane yakalım, sen de içeceksin değil mi?

Solon umutsuzca sordu:

-Benim isteğim olmadı değil mi Al-Makam? Onu yapmaya gücün yetmedi değil mi?

-Hiç tasalanma Solonum, o da oldu!

-Bırak eğleşmeyi...

-Hiç öyle bir şey yapar mıyım? Hepiniz hemen hazırlanın, çünkü buradan yeni yerinize daha doğrusu şifa evinize gidiyoruz. Başhekim bey, lütfen emir verin de yeni yerlerine arkadaşları nakletmek için bir minibüs, o yoksa bir ambulans hazırlasınlar!

-Baş üstüne Al-Makambey!

● ● ●

İki saat sonra yeni yerlerine gidebildiler. Çünkü Fatih Sultan yeni evlerine kirli gidemeyeceğini, banyo yapmadan çıkmayacağını söylemişti.Israrlar onu kararından vazgeçirememiş ve herkes mecburen beklemişti.

● ● ●

Al-Makam, yeni şifa yerinin demir bahçe kapısına elini koydu, küçük çocuklar gibi çimenlerin üzerinde debelenen, bazen de birbiriyle boğuşan bu dört hastaya gülümseyerek baktı. ”Allahaısmarladık!” anlamında elini salladı, ama onlar, onun gittiğinin bile farkında değillerdi....

---BİTTİ--

● ● ●    

Ömer Faruk Hüsmüllü

1952 yılında Tekirdağ ilinin Çerkezköy ilçesinin Kızılpınar köyünde doğdu. İlkokulu Kırşehir’de, Ortaokul’u Ürgüp’te ve Liseyi Adana’da (Devlet hesabına Parasız Yatılı olarak) okudu. 1974 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünü bitirdi. 13 yıl devlette felsefe öğretmenliği, müdür yardımcılığı, müdür başyardımcılığı ve okul müdürlüğü görevlerinde bulunduktan sonra istifa ederek özel sektöre geçip dershanelerde öğretmenlik, bölüm başkanlığı ve müdürlük yaptı.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Comments

https://edebiyatvakti.com/assets/images/user-avatar-s.jpg

0 comment

Write the first comment for this!